Kermete adlı beldeye vardık. Yine herkes tevbe ile tarikat aldı. Yalnız köyün imamı Molla Ali almadı. Köy halkının ricasına Molla Ali şöyle diyordu;
- Eğer Şeyh Abdulhakim gerçekten işinin eri ise beni yolumdan çevirsin. Ben kimseden el almam.
Bu sözler Gavs'a bildirildiği zaman mübarek şöyle buyurdu;
- Hazret'e sormuşlar, Efendim, falanca zat seyrü sülükte şu kadar zaman kaldığı halde halifelik alamadı. Bunun hikmeti nedir? Hazret der;
- Merkep yavrusu doğumundan ne kadar zaman sonra ayağa kalkar? Hazret'e bu soruyu yöneltenler;
- Beş dakika sonra. Hazret devam eder;
- Peki insan yavrusu ne kadar zaman sonra yürümeye başlar?
- Bir seneden sonra, diye cevap verirler. Hazret;
- Ne kadar zaman sonra akıl baliğ olur, derler. Karşısındakiler;
- Takriben 14-15 yaşlarında akıl baliğ olur, derler. Bütün bunlardan sonra Hazret der;
İnsan yavrusu uzun süre terbiyede kaldıktan sonra insan oluyor. Merkep yavrusuna gelince doğar doğmaz ayağa kalkıyor, fakat yine merkep oluyor, der.
Gavs (kuddise sırruhu) Hazret'ten bu nakli yaptıktan sonra şöyle der;
- Çocuğa önce ana sütü, sonra süt, sonra da hazmedeceği şeyler verilir. En sonunda yemek verilmeye başlanır. Yeni doğan çocuğa ekmek verilmez, çünkü boğulur.
Gavs'ın bu sohbeti molla Ali'ye anlatılır. Molla Ali "O ekmeği yeter ki versin, isterse boğulayım," der. Bu itirazlara rağmen molla Ali ister istemez Gavs hazretlerine bağlandı. İntisabın ertesi günü teveccüh vardı. O da teveccüh talimatı alarak teveccühe girdi. Gavs silsileyi okuyup istimdad istedikten sonra molla Ali'yi şiddetli bir cezbe tuttu, böylece teveccüh bitti. Herkes gidip yemeğini yedikten sonra molla Ali doğrudan Gavs hazretlerinin huzuruna çıkarak dedi;
- Efendim, ben sizin büyüklüğünüzü şimdi anlıyorum. Halis niyetle tevbe alacağım! Bu şekilde molla Ali yeniden tevbe aldı.